Turizmin ekonomik katkısının artması, ülkeleri turizmi çeşitlendirme stratejilerini gözden geçirmeye itiyor. Bu bağlamda, gastronomi turizmi önemli bir yere sahip. Hem turistik destinasyonların marka değerini güçlendirmeyi hem de gıda güvenliği ve hijyen standartlarına odaklanmayı amaçlayan gastronomi turizmi, yeni eğitim yaklaşımlarını gerektiriyor. Özellikle, gastronomi eğitiminde gıda mühendisliği ile ilgili derslerin öneminin vurgulanması gerektiği ortaya çıkıyor.

 

Giresun Üniversitesi Bulancak KK Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu’ndan Doç. Dr. Hakan Akyurt ile Espiye Meslek Yüksekokulu’ndan Öğr. Gör. Neslihan Yolasığmazoğlu'nun ortaklaşa hazırladığı “Üniversitelerdeki Gastronomi Eğitiminde Gıda Mühendisliğinin Önemi ve Gastronomi Mühendisliği” başlıklı çalışma, gastronomi eğitiminin gıda mühendisliğiyle entegrasyonunu masaya yatırıyor. Araştırma, turizm sektöründeki gastronomi talebinin artışı doğrultusunda nitelikli personel yetiştirilmesinin önemine dikkat çekiyor. Gıda mühendisliği derslerinin, bu talebi karşılayacak donanımlı gastronomi öğrencilerinin yetiştirilmesindeki rolü büyük.

 

Özellikle son yıllarda turistlerin özel beslenme tercihlerine olan duyarlılığının arttığı görülüyor. Vegan, vejetaryen ve özel diyet uygulayan bireylerin gıda içeriklerine dair bilinçli tercihler yapma isteği, turizm sektörünü bu konuda daha duyarlı hale getiriyor. Gelir seviyesi yüksek turistlerin bu yöndeki taleplerinin artması, gastronomi öğrencilerinin gıda mühendisliği bilgileriyle donatılmasını zorunlu kılıyor.

 

Çalışmaya göre, gastronomi ve gıda mühendisliği arasındaki iş birliği, sektördeki yeniliklerin önünü açıyor. Moleküler gastronomi, mutfak sanatlarına bilimsel bir yaklaşım getirerek gastronomi eğitiminde bilimsel ilkelerin daha fazla önem kazanmasını sağlıyor. Gıda mühendisliği dersleri, pişirme tekniklerinden hijyen standartlarına kadar geniş bir alanda öğrencilere bilimsel bakış açısı kazandırıyor.

 

Araştırmacılar, Avrupa’daki örneklerden ilham alarak, "Gastronomi Mühendisliği" adı altında yeni eğitim programlarının oluşturulmasını öneriyor. Bu programların, yiyecek ve içeceklerin hazırlanmasını ve sunulmasını bilimsel yöntemlerle öğreten laboratuvar ortamlarında uygulamalı eğitimler sunması hedefleniyor. Ayrıca, gıda mühendisliği derslerinin dışarıdan görevlendirme yerine, alanında uzman kadrolu eğitimciler tarafından verilmesi gerektiği ifade ediliyor.

 

Gastronomi eğitimi, üniversiteler ve özel sektör arasında iş birliği projelerini teşvik ediyor. Şeflerin yaratıcılığı ile gıda mühendislerinin bilimsel bilgilerini bir araya getiren bu projeler, sektördeki inovasyon kapasitesini artırıyor. Araştırmacılar ve şeflerin üniversite ortamında ortak projeler geliştirmesi, yeni gastronomi ürünlerinin ortaya çıkmasını sağlıyor.

 

Bu çalışma, hem akademik araştırmalara rehberlik etmeyi hem de sektörle ilgili iş birliklerine ışık tutmayı amaçlıyor. Gastronomi mühendisliğinin, turizm sektörüne katkılarının gelecekte daha da artacağı öngörülüyor.

Advert