14 Mayıs 2023 seçimleri, sadece Türkiye değil, dünya seçim tarihi için de en önemli anlardan biri olarak kayda geçti. Dünyanın en büyük koalisyonu, salgın, ekonomik kriz ve en büyük afetin yaşandığı bir ülkede 21 yıldır iktidarda olan Recep Tayyip Erdoğan'a yenildi. Recep Tayyip Erdoğan, rakiplerine net bir üstünlük sağlamış olsa da, maalesef kesin bir zafer kazanamadı.
Cumhur İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı olarak Erdoğan, bu seçimlerde 50+1 oy sistemiyle yarıştı ve 49,5 oy aldı. Yüksek oy oranını ve rakipleri arasındaki farkı göz önüne alırsak, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olamaması teknik bir sorun ve Cumhurbaşkanlığı sistemi ile ilgili çözüm bekleyen bir alan olarak görülebilir.
Yurt dışındaki oyların hızlı sayılamaması sorusuna YSK Başkanı, bir önceki seçimde 8 parti yarışırken bu seçimde 23 parti olmasını gerekçe gösterdi. Bu problem Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin genişleme potansiyelini gösterir.
Makro ekonomi politikalarına ağırlık verilmesine karşı, vatandaşın beklediği şeylerden biri regülasyonlardı fakat günlük hayatla ilgili bir vaat oluşturulamadı. AK Parti, milliyetçilik söylemi etrafında bir grup oluşturdu ve bu grup, diğer partilere yakın bulunan ve bu söyleme dahil olan partileri büyüttü. AK Parti, şehirleşme konusunda önemli bir adım attı, ancak bu, şehir sakinlerinin kendisinden uzaklaşmasına neden oldu. Aday tercihleri yerel tercihlere yeterince önem vermediği için sorunlar yaşandı.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ikinci tur için 28 Mayıs belirlendi. Cumhur İttifakı'nın, bu turda psikolojik bir avantaja sahip olması durumunda, daha büyük bir oy oranıyla kazanabileceği öngörülüyor. Ancak, seçmen konsolidasyonu ve heyecanın diri tutulması önemlidir. Muhalefet, kendi partisi, seçim sistemi ve Türkiye'nin kurumlarına verdiği zarar hakkında konuşmalıdır. Muhalefet bloğunun kullandığı ötekileştirici dil deşifre edilmelidir. Seçmenlerin güven ve muhabbet oluşturabilecek adaylara ihtiyacı vardır. Yankı odası tuzaklarına düşülmemeli ve kadınlar ve gençler sürece aktif olarak dahil olmalıdır.
Ekonomide öngörülebilirliğin olacağı ve güçlü bir regülasyonun yapılacağı bir söylem, ikinci tur çalışmalarının ana fikri olabilir. İlk turda yaşanan yanılsamalara düşülmemelidir. Saha çalışmaları yapılan her bölgenin özellikleri dikkate alınmalıdır.
14 Mayıs seçimleri önemli bir tarihi olaydı, ancak daha önemlisi, Türkiye'nin geleceğindeki yönü belirleyecek olan ikinci turdur. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, ülkemizi sevdiği için yarışıyor ve biz de onu seviyoruz. Bu nedenle, her birimiz sevdiğimizi göstermek için elimizden geleni yapmalıyız. Güçlü Meclis, güçlü başkan ve güçlü Türkiye içi için çalışmalıyız. 29 Mayıs, tarihe geçecek bir zafer günü olacak ve hep birlikte kazanacağız!