Türkiye yüzyılında önemli bir seçim süreci yaşıyoruz. 14 Mayıs'ta yapılacak seçimler, ülkemiz için son derece kritik bir dönemeç olacak. Bu seçimlerde kullanacağımız her bir oyun önemi, Türkiye'nin iç ve dış odaklara karşı verdiği siyasi ve ekonomik bağımsızlık mücadelesini doğrudan etkileyecek.
Çünkü, bağımsızlık yolunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye, son yıllarda ekonomik ve savunma sanayinde büyük bir atılım gerçekleştirdi. Ülkemiz, dünya genelinde Covit19 salgınıyla başlayan ekonomik krizlere rağmen güçlü bir duruş sergileyerek, tüm olumsuzluklara rağmen başarılı bir şekilde ayakta kalmayı başardı. Bu başarıda, güçlü siyasi iradenin ve tartışmasız alınan tedbirlerin büyük payı var.
Pandemi sonrası yaşanan Rusya-Ukrayna savaşı, küresel ekonomi için yeni bir test oldu. Savaş, Covid-19 salgını sonrası küresel toparlanmayı ciddi şekilde geciktirmiş ve enerji ve gıda güvenliği ile ilgili kaygılar endişe verici boyutlara ulaşmıştır. Küresel çapta fiyatlar son on yılın zirvelerini test ederken, savaş; küresel salgın sonrasının yüksek enflasyon, enerji krizi ve emtia fiyat artışlarının olumsuz etkilerini tüm dünyada daha da kötüleştirdi.
Yaşanan bu savaş, sadece ilgili ülkeleri değil, tüm küresel ekonomiyi ve finansal piyasaları derinden yaraladı. Değerli madenler, gıda ve enerji fiyatları da rekor seviyelere ulaştı. Ülkemizi ve tüm dünyayı kasıp kavuran ekonomik krizlerin etkisinin dünya genelinde her alanda hissedildiği günümüzde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye'nin dünya genelinde saygınlığını artırmak için dış politikada aldığı inisiyatif ve ortaya koyduğu hamleler sayesinde hem içerde hem de dışarıda büyük takdir topladı.
Ülkemiz, artık dünya genelinde birçok alanda söz sahibi olan bir ülke haline geldi. Türkiye'nin son yıllardaki bu gelişimine şahit olan herkes, ülkemizin geleceğine dair umutlarını arttırdı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde yürütülen çalışmalar, Türkiye'yi dünya sahnesinde daha güçlü bir konuma getirdi. Bu doğrultuda, AK Parti’nin Türkiye Yüzyılı söylemi sadece bir söylemden ibaret değil, ülkemizin geleceğine yönelik her alanda gerçek bir bağımsızlığın fitilini ateşleyecek bir sürecin başlangıcı olarak yerini alacak.
Türkiye Yüzyılı, ülkemizin önce 2053 sonra 2071 yılı hem ekonomik hem de stratejik hedeflerini ortaya koymakta. Bu hedefler; Türkiye'nin dünya ekonomisindeki payını arttırmak, bilgi ve teknoloji alanındaki gelişimini hızlandırmak, savunma sanayindeki yerli üretimi arttırmak, Türkiye’yi enerji alanında bağımsız bir ülke haline getirmek gibi birçok alanda yerli ve milli projeleri hayata geçirecek bir vizyonun başlangıcı.
Kısacası Erdoğan Türkiye Yüzyılı ile Türkiye'yi daha güçlü, daha zengin ve daha müreffeh bir ülke haline getirmeyi hedeflemekte.
Ancak, bu hedeflerin hayata geçebilmesi için seçimlerde doğru tercihler yapmamız çok önem arz ediyor. Türkiye'nin geleceği için, ekonomik ve siyasi bağımsızlığımızı korumak için, 14 Mayıs seçimlerinde doğru tercihte bulunmamız hayati öneme sahip. Bu seçimlerde kullanacağımız bir oy bile Türkiye'nin geleceğine doğrudan etki edecek.
Son anketlerde gördüğümüz, Cumhur ittifakı büyük bir yükseliş trendine girmiş durumda. Seçim günü yaklaştıkça seçmenin iradesi de netleşmeye başladı. Bu da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde yürütülen çalışmaların halkımız tarafından diğer seçimlerde olduğu gibi bu seçimde de takdir edildiğinin bir göstergesi.
14 Mayıs seçimleri, Türkiye'nin bağımsızlık seçimi olacak. Bu seçimlerde, halkımızın ülkemizin geleceğine yönelik atılan adımları destekleyeceğine yürekten inanıyorum.
Sonuç olarak, Türkiye yüzyılı’nda 14 Mayıs seçimleri, ülkemiz için önemli bir dönemeç. Bu seçimlerde doğru tercihleri yaparak, Türkiye'nin başarısını ve dünya genelindeki saygınlığını artırmaya devam edebilmesi için bize önemli bir fırsatı sunuyor.
İnşallah Cumhur İttifakı Adayı Recep Tayyip Erdoğan ilk turda seçimi büyük bir zaferle kazanarak, milletçe el ele, omuz omuza 2053 ve 2071 hedeflerinin temellerini atacağız.
Kalın sağlıcakla….
