Şebinkarahisar’ın dört mevsimini, taş sokaklarını, tarihi konaklarını, bastığın kaldırımlarını, dağını, yağmurunu, karını, güneşini, kısacası yaşanmışlığını ölümsüzleştiren bir isim: Ali Osman Demirci.

Bir şehrin ruhunu en iyi kim anlatır? Kalemle yazan mı, objektifle yakalayan mı? Gönüllü Fotoğraf Sanatçısı Ali Osman Demirci, Şebinkarahisar’ı anlatmanın en zarif yolunu seçmiş: fotoğrafla yaşatmak.

Yıllardır objektifinin arkasından baktığı bu kadim ilçe, onun sayesinde artık sadece yaşayanların değil, uzakta olanların da yüreğine dokunuyor. Yazın güneşini, kışın karını, baharın uyanışını, sonbaharın hüznünü, her karede estetikle harmanlayarak belgeleyen Demirci, adeta Şebinkarahisar’ın görsel tarihçesi oldu.

Bir Şehrin Hafızasını Taşır

Her fotoğraf bir anı taşır, ama Ali Osman Demirci’nin fotoğrafları bir hafızayı saklar. Tarihi eserlerin gölgesinde kalmış detayları, sokak aralarındaki nostaljiyi, sessizce akan bir dereyi, yağmur sonrası ıslanmış kaldırımları – hepsi onun kadrajında bir sanat eserine dönüşür.

Şebinkarahisar’da doğan her gün, onun makinesinden geçince belgeye, duygulara, anılara dönüşüyor. Kimi zaman bir kartpostala, kimi zaman bir sergiye, kimi zamansa bir sosyal medya paylaşımına dönüşen bu kareler, ilçenin tanıtımı için de büyük bir değer taşıyor.

Ali Osman Demirci’nin fotoğrafları, sadece bir manzarayı değil, bir yaşamı anlatır.

Ve her karede Şebinkarahisar’ın sesi vardır.

Haber: Hüseyin Şenel Odacı

Advert